Hayata dair pek çok soru, insanlık tarihi boyunca cevapsız kalmışken, dünya üzerindeki en yaşlı doktorlardan biri, 102 yaşına girdiğinde kendi yaşam sırlarını paylaştı. Bu bilgi dolu ve ilham verici yolculuk, sağlık ve uzun yaşam üzerine düşünmek isteyen herkes için oldukça değerli. Peki, bu doktor 102 yıl boyunca nasıl sağlıklı kaldı? İşte o doktorun paylaştığı 4 sır; bu sırlar sadece biyolojik yaşama değil, ruhsal ve zihinsel sağlığa da dair önemli ipuçları barındırıyor.
Yaşına rağmen tüm gün aktif kalmayı başaran bu doktor, düzenli egzersiz yapmanın ve hareket halinde olmanın önemini vurguluyor. Her gün yürüyüşe çıkmak, basit egzersizler yapmak, kasların güçlenmesine ve kan dolaşımının hızlanmasına yardımcı oluyor. Yaşın ilerlemesiyle birlikte bazı fiziksel aktivitelerin zorlayıcı olabileceği düşünülse de, doktorumuz, 'Sağlık hareket ile başlar' sözleriyle hem kendisine hem de çevresindekilere ilham veriyor. Egzersiz yaparken doğanın içinde olmanın getirdiği huzur, zihinsel sağlık için de oldukça faydalı.
Uzun yaşamak isteyenler için beslenmenin ne denli önemli olduğunu bilmek gerekiyor. Bu doktor, diyetinde her zaman yerel ve doğal gıdaları tercih ettiğini belirtiyor. İşlenmiş gıdaların ve gereksiz katkı maddelerinin yaşam kalitesini düşürebileceğini ifade eden doktor, sebze ve meyve ağırlıklı, dengeli bir beslenmenin yaşam süresini uzatabileceğini savunuyor. Kendi tariflerinde, mevsiminde olan ürünleri kullanarak, taze ve sağlıklı beslenmeyi tercih ettiğini vurguluyor. Bunun yanı sıra, sağlıklı yağlar ve yeterli protein almanın da önemine işaret ediyor.
İçecekler konusunda da dikkat edilmesi gerektiğini düşündüğünü belirtmekte fayda var. Su tüketiminin insan sağlığına olan faydalarını öne çıkaran bu doktor, her gün yeteri kadar su içmenin vücudu toksinlerden arındırdığını, cildi güzelleştirdiğini ve genel sağlık durumunu iyileştirdiğini belirtiyor. Ayrıca yeşil çay gibi antioksidan özelliği bulunan içecekleri de rutinine dahil ettiğini belirtiyor.
Uzun yaşamın çoğunlukla zihinsel ve ruhsal sağlıkla doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyen doktor, her gün pozitif düşünmek için çaba harcıyor. Olumsuzlukların yaşam kalitesini düşürebileceğine inanan bu yaşlı doktor, hayata karşı olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmanın önemine değiniyor. Özellikle stresin, bağışıklık sistemini zayıflattığını düşündüğünden, meditasyon ve derin nefes çalışmaları yapmayı öneriyor. 'Zihninizdeki huzur, bedeninizdeki sağlığın anahtarıdır' diyor.
Ayrıca sosyal bağlantıların önemine de dikkat çekiyor. Aile ve arkadaşlarla geçirilen zamanın, insanı mutlu etmekte ve ruhsal açıdan zinde tutmada büyük bir rol oynadığını belirtiyor. Yaşadığı deneyimlerin paylaşılması, duygusal yüklerin hafifletilmesine yardımcı oluyor. Bu nedenle, insan ilişkilerine zaman ayırmanın, sosyal bir ortamda bulunmanın ve çevreyle etkileşim içinde olmanın önemini vurguluyor.
Dünyanın en yaşlı doktoru, yaşamının her döneminde öğrenmeye ve kendisini geliştirmeye devam ettiğini söylüyor. 'Hayat, her an yeni şeyler öğrenme fırsatıdır' diyor ve bu felsefe ile hareket ediyor. Okumak, araştırmak ve yeni şeyler denemek, zihninin ve hafızasının da sürekli aktif kalmasına yardımcı oluyor. Yeni bilgiler edinmek, aynı zamanda kişisel tatmin de sağlıyor. Öğrenme dürtüsü ve merakı, onu genç ve dinamik tutuyor. Dolayısıyla, yalnızca tıbbi alanda değil, sanatta, kültürde ve bilimde de kendini geliştirmeye çalışmanın önemi üzerinde duruyor.
Sonuç olarak, 102 yaşındaki bu doktorun sırları, sadece sağlıklı bir yaşam sürmenin ötesine geçiyor. Hem bedensel hem de ruhsal dengeyi sağlamanın ve her anı değerlendirmenin önemini gözler önüne seriyor. Onun yaşam hikayesi, herkes için ilham kaynağı olurken, daha uzun ve sağlıklı bir yaşam için dikkat edilmesi gereken temel unsurları da içermekte. 'Yaşlılık, bir kalp meselesidir' diyerek sözlerini tamamlıyor; mutluluğun ve sağlığın yaşla değil, zihinle ilintili olduğunu bir kez daha vurguluyor.