Son yıllarda denizlerde görülen müsilaj, hem ekosistem hem de deniz turizmi açısından ciddi tehditler oluşturuyor. Özellikle Akdeniz ve Marmara gibi denizler, bu durumdan en fazla etkilenen bölgeler arasında yer alıyor. Müsilaj, denizlerdeki besin zincirini bozan, deniz yaşamını tehdit eden ve görsel kirliliğe neden olan bir yapısal sorundur. Bu durum, özellikle mercan resiflerini koruma altına alan hassas deniz ekosistemleri için büyük bir tehlike arz ediyor. Mercan ekosistemleri, deniz yaşamının sürdürülebilirliği açısından hayati bir öneme sahiptir. Böyle bir tehdit karşısında, hem ekosistemin korunması hem de insan sağlığının gözetilmesi adına etkin önlemler alınması gerektiği gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Müsilaj, denizlerde bulunan fitoplanktonların aşırı çoğalması sonucunda oluşan, yapışkan ve jelimsi bir madde olarak tanımlanabilir. Özellikle su kirliliği, iklim değişikliği ve besin maddelerinin artışı, müsilaj oluşumunu tetikleyen başlıca etkenler arasında yer alıyor. Denizlerdeki fosfor ve azot gibi besin maddelerinin aşırı miktarda bulunması, fitoplanktonların hızlı bir şekilde çoğalmasına neden olur. Bu durum, deniz ekosistemindeki dengenin bozulmasına ve nihayetinde müsilaj oluşumuna yol açar. Müsilaj, deniz tabanındaki oksijen seviyesini düşürerek, mercanların ve diğer su canlılarının yaşamsal faaliyetlerini tehdit eder.
Mercanlar, denizlerin ekosistem dengesi için kritik öneme sahip canlılardır. Kendi içlerinde barındırdıkları biyolojik çeşitlilik sayesinde, pek çok deniz hayvanına yaşam alanı sağlarlar. Ancak müsilaj, mercanların üzerini kaplayarak, onların fotosentez yapma yeteneğini kısıtlar. Bunun sonucunda, mercanların büyümesi durur ve zamanla ölmeye başlarlar. Türk Kıyıları'nda, özellikle Akdeniz Bölgesi'nde, bu durum gözle görülür hale gelmiştir. 2021 ve 2022 yıllarında müsilajın etkisinin yoğun olarak hissedildiği bölgelerde, mercanların büyük bir kısmı zarar görmüştür.
Koruma çalışmaları kapsamında, denizlerin temizlenmesi ve ekosistem dengesinin sağlanması adına birçok kuruluş faaliyet göstermektedir. Aynı zamanda, halkın bilinçlendirilmesi ve çevre kirliliğine karşı duyarlılığın artırılması da büyük bir önem taşımaktadır. Yerel yönetimler ve çevre örgütleri, bu konuda çeşitli eğitim programları düzenleyerek, hem denizlerin korunmasını hem de deniz yaşamının sürdürülebilirliğini sağlamak adına adımlar atmaktadırlar. Gerçekleştirilen bu çalışmalara ek olarak, bilimsel araştırmalar ve yeni yöntemler de, yaşanan bu sorunun çözümüne katkı sağlamaya çalışmaktadır.
Sonuç olarak, müsilaj sorunu, deniz ekosisteminde ciddi tehditler oluşturarak, mercanları ve diğer deniz canlılarını olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu sorunun çözümü için sadece bireysel yada yerel çabalar yetmemektedir; uluslararası düzeyde iş birliği ve aktif bir mücadele gereklidir. Denizlerin geleceği, mercanların korunması ve müsilaj sorununun ortadan kaldırılmasıyla yakından ilişkilidir. Bu nedenle, hem devletler hem de bireyler, denizlerin korunması konusunda sorumluluk almalı ve bu tehditle savaşmak için birlikte hareket etmelidirler.