Otomotiv sektörü, Türkiye'de düzenlemelerin sürekli değişikliği ile şekilleniyor. Son yapılan düzenlemelerle Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarının yeniden gözden geçirilmesi, vatandaşların ve potansiyel alıcıların dikkatini çekti. Uzun zamandır beklenen bu değişim, özellikle elektrikli araçlar için büyük tartışmalara yol açtı. Çünkü elektrikli araçların fiyatlarının ilerleyen dönemlerde önemli ölçüde artacağı öngörülmektedir. Düşük emisyonlu araçların teşvik edilmesi amacıyla getirilen bu yeni düzenlemeler, otomobil alımını da daha karmaşık hale getirdi. Peki, bu değişikliklerin otomotiv pazarına ve tüketici davranışlarına etkileri neler?
ÖTV, Türkiye’de otomobil alımı sırasında ödenen önemli bir vergi kalemi olup, birçok alıcının karar süreçlerini doğrudan etkileyen bir unsurdur. Elektrikli araçlar için belirlenen ayrı ÖTV oranları, Türkiye'nin çevre dostu ulaşım hedefleri doğrultusunda belirlenmişti. Ancak, yapılan son düzenlemeyle birlikte, bazı kalemlerde yapılandırmalar yapılması ve yeni vergi oranlarının uygulanması kararlaştırıldı.
Bu kapsamda, elektrikli araçların mevcut ÖTV oranları %10'dan %20'ye çıktığı için özellikle giriş seviyesindeki elektrikli araçlarda fiyat artışları kaçınılmaz hale geliyor. Tüketiciler, şu anda piyasada mevcut olan elektrikli araçların fiyatlarında büyük değişiklikler beklerken, mevcut alım seçeneklerinin de düşüş göstereceği endişesi taşıyor. Bu artış, çevre dostu araçları tercih edenlerin sayısını azaltabilir ve ikinci el pazarında da farklı dinamiklerin oluşmasına sebep olabilir.
Çevre dostu araçlara olan talebin artmasını teşvik etmek amacıyla yapılan düzenlemeler, zaman zaman beklentilerin üzerinde değişiklikler yaratmaktadır. Elektrikli araçların fiyatlarındaki artış, tüketici tercihlerinde değişikliklere yol açabilir. Performans, menzil ve fiyat üçgeninde elektrikli araçların yeterli rekabetçi konumunu koruyup koruyamayacağı önümüzdeki dönemde netlik kazanacak.
Otomobil alıcılarının göz önünde bulundurmaları gereken en önemli faktör, yalnızca aracın fiyatı değil, aynı zamanda toplam sahip olma maliyeti, yani işletme ve bakım masraflarıdır. Elektrikli araçların işletme maliyetleri, benzinli ve dizel araçlara göre avantaj sağlasa da, artan vergilerin bu faktörü ne ölçüde etkileyeceği sorgulanmaya başlandı.
Öte yandan, elektrikli araçlar için getirilen teşvikler ve devlet destekleri, sektörde belirli bir denge oluşturma çabası içinde. Türkiye’nin çevreci hedefleri doğrultusunda, elektrikli araç sahiplerine sunulacak olan ferahlatıcı kampanyalar, bu fiyat artışının etkisini dengeleyebilir mi? Sorusu gündemdeki yerini koruyor. İlerleyen süreçlerde, tüketicilerin ya da marka tercihlerinin değişmesi beklenebilir.
Sonuç olarak, ÖTV oranlarındaki değişiklikler, otomobil pazarında önemli etkilere yol açacağa benziyor. Alıcıların karar verme süreçlerini etkileyecek olan bu yeni değişiklikler, elektrikli araçların benimsenme oranını ve pazarın gelecekteki dinamiklerini belirleyecek ana etkenlerden biri olacaktır. Gelişmeleri takip etmek ve bilinçli tercihler yapmak, tüketicilerin menfaatleri açısından büyük önem taşıyor. Hatırlatmak isteriz ki birçok markanın 2024 model elektrikli araçları için tanıtım dönemleri başladı ve bu dönemde alıcıların türevleri incelemesi, fırsatlar yaratması açısından faydalı olacaktır.