Son yıllarda sosyal medya platformlarının hayatımızdaki etkisi giderek artıyor. Özellikle gençler arasında hızla yayılan çeşitli trendler, eğlenceli görünen içerikler olarak kabul edilse de, bazıları son derece tehlikeli olabiliyor. Bu tehlikeli trendlerden biri, genç bireylerin "havalı" bulduğu ancak hayatlarını riske atabilecek davranışlar olarak öne çıkıyor. Her gün binlerce genç, sosyal medyada popüler olan bu tür içerikleri takip ediyor ve mimikleri, dansları veya belirli davranışları taklit ediyor. Ancak, gençlerin bu içeriklere gösterdiği ilgi, ciddi sonuçlar doğurabiliyor.
Özellikle TikTok, Instagram ve YouTube gibi platformlar üzerinden yayılan çeşitli "challenge" videoları, gençler arasında büyük bir akım haline geldi. Bu akımların bir kısmı, eğlenceli ve masum görünse de, birçokları hayatı tehdit eden riskler içeriyor. Örneğin, son dönemde sosyal medyada yayılan "Bird Box" gibi akımlar, katılımcıları gözleri bağlı bir şekilde belirli görevleri tamamlamaya zorluyor. Bu tür etkinlikler, yaralanmaların yanı sıra, bazen de ölümle sonuçlanabiliyor.
Ergenler, sosyal medya aracılığıyla kendilerini ifade etme ve grup üyeliğini kanıtlama arayışında oldukları için bu tür tehlikeli trendlerle kolayca etkileşime girebiliyorlar. Çoğu zaman bu trendleri takip ederken, risklerin farkında olmadan davranışlarını sürdürmeleri, ebeveynler ve eğitimciler için endişe verici bir durum oluşturuyor. Eğitimciler ve uzmanlar, sosyal medya trendlerinin gençlerin davranışları üzerindeki etkisine dikkat çekerek, bu konuda ailelerin ve toplumun bilinçlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Son zamanlarda sosyal medyadaki bazı tehlikeli akımlar, radikal hale gelmiş durumda. "Havalı" görünmek adına gerçekleştirilen bazı riskli davranışlar, gençlerin hayatlarını tehlikeye atmalarına neden olabiliyor. Örneğin, "Benim İçin Mükemmel Bekleme" ve "Değişim" gibi akımlar, katılımcıları herhangi bir güvenlik önlemi almadan yüksek riskli hareketlerde bulunmaya teşvik ediyor. Bu durum, kazalar, yaralanmalar ve hatta ölümlerle sonuçlanan olayların artmasına yol açıyor.
Uzmanlar, bu tür tehlikeli trendlerin psikolojik bir arka plana sahip olduğunu belirtiyor. Gençlerin kendilerini ispatlama ihtiyaçları ve sosyal medyadaki onay arayışı, tehlikeli davranışlara yönelmelerinde etkili faktörler arasında yer alıyor. Aynı zamanda, sosyal medyanın sağladığı anlık ve dikkat çekici içerikler, gençlerin bu tür davranışlara daha fazla ilgi göstermesine neden oluyor. Bunun sonuçları ise, yalnızca bireyler açısından değil, tüm toplumu etkileyebilecek boyutlarda görülüyor.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, sosyal medya platformlarının bu tür tehlikelerin önlenmesi için alacağı tedbirler ve eğitim programları büyük önem taşıyor. Ebeveynlerin ve eğitimcilerin, gençlerin sosyal medya kullanımını yakından takip etmeleri, bu tehlikelerin farkında olarak çocuklarına rehberlik etmeleri gerekmektedir. Ayrıca, gençlerin bu tür tehlikeli içeriklere yönelmelerini engelleyecek bilinçlendirme kampanyalarının artması, sosyal medyadaki bu tehlikeleri azaltmanın önemli bir yolu olacaktır.
Sonuç olarak, sosyal medya gençlerin hayatında büyük bir yer kaplasa da, bu platformların sunduğu tehlikeleri göz ardı etmemek gerekiyor. Ergenlerin "havalı" bulduğu bazı davranışlar aslında ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, yetkililerin, ailelerin ve toplumun birlikte hareket etmesi, gençliği bu tehlikelerden korumak için hayati önem taşıyor. Eğitimlerin artırılması, sosyal medya hijyenine dair bilinçlendirme çalışmaları ve aile içinde bu konunun açıkça konuşulması, ergenlerin daha sağlıklı ve güvenli bir sosyal medya deneyimi yaşamalarını sağlayacaktır.